18 Mayıs 2016 Çarşamba

Sorma

-Çıkar ayakkabını.
-Neden?
-Yerdeki dedemin halısı.
-Ne?
-Yok bi'şey.
-Kimin halısı?
-Dedemin.
-Ciddi misin?
-Çıkardın mı?
-Evet. Polisin teki Sultanbeyli'de beylik tabancasıyla intihar etmiş.
-Ner'den çıktı bu?
-Hiç, aklıma geldi.
-Yerdekiler n'öyle, ne döktün halının üzerine?
-Çimen.
-Ayakkabının altı çamur muydu?
-Hayır, ayağımda, parmaklarımın arasında çimenler vardı.
-Off...
-Huysuzluk etme, neden olduğunu merak etmiyor musun?
-Hayır.
-Dur, daha sonra toplarsın, yanıma gel.
-Hayır.
-Beylik halın mı bu senin?
-İleri geri konuşma.
-Müzik açayım mı?
-Olur. Radyoyla oynama ama.
-Derdin ne senin? Kim odasında radyo dinler?
-Kim ayakkabısının içini çimenle doldurur?
-Neden diğer polisler de intihar etmez?
-Ona tıklama, o radyo.
-Sultanbeyli İstanbul'da mı?
-İstanbul'un hiç dışarısına çıkmadım, bilmiyorum. Bu arada şu lambayı da kapa, abajuru açtım.
-Sana kitap okumak istiyorum.
-Hem müzik dinleyip hem de kitap mı okuyaca'z?
-Benim için her zaman altta çalan bir parça, bir şarkı var. Ne yaparsam yapayım.
-O zaman n'iye açtık müzik?
-Sözlerime eşlik et diye.
-Tamam.
-Ne okumamı istersin?
-Saçma bi'şey.
-Burada bir sürü kitap var.
-Acâib'ül-mahlukât ve garâib'ül-mevcudât var or'da.
-Ne?
-Ansiklopedi.
-Bu şarkıyı sevmedim. 
-Buldun mu?
-Hayır ama bir bilet buldum. 
-Bırak onu aldı'n yere.
-Hani çıkmamıştın İstanbul'un dışına?
-Kapa çeneni ve sokma burnunu.
-Sinirlenme, abajur sönecek.
-Gel bur'ya.
-Tamam, bunu okuyacağım. 
-O ne?
-Bir mektup.
-Tamam o zaman. Çıkma zamanın geldi senin bur'dan.
-Hop, abajur söndü, şarkı değişti.
-N'apıyorsun, ne yırtıyorsun? Bırak o mektubu!
-Bıraksana, bırak beni!
-Ahh, ısırma kuduz gibi!
-Tamam, tamam! Barış yapalım! Beyaz barış!
-Hayır, ver mektubumu.
-Mektubunu yırtmadım ki!
-O zaman niye ısırdın beni?
-Sen niye tuttun beni?
-Saçmalama. Ne yırttın öyleyse?
-Bana ait bir şeyi.
-Söylemezsen söyleme.
-Bu şarkı güzel, gel. Beraber söyleyelim.
-Yere oturalım, gel.
-Dedenin beylik halısının üzerine mi, çimenlerin üzerine mi?
-Neden?
-Ne neden?
-Ayakkabının içinde, ayaklarında neden çimen vardı?
-Keşke ilk fark ettiğinde sorsaydın.
-Şimdi soruyorum, neden?
-Ayakkabı ayağıma büyük geliyor.
-Anlaşıldı, sana soru sormayacağım bi'daha.
-Sorma. Okşa, kokla, öp ama sorma.
-Böyle mi?
-Sonra radyon bozulmasın, deden üzülmesin. Ahh, kuduzum hani ya ben, ısırma beni.