23 Mayıs 2012 Çarşamba

İn!

Oyunlar oynamak. 
Onun bedeninde. 
Onların zihinlerinde. 
Kendi sikinde. 
Tadımı çabalama gerektiren höyüklerde.
Sekiz dikişle bir gökyüzüne saklanan
Ruhu savsaklayan, ruhu taşımakla kovalarla
Tepelere.
İn! 
Durma orada!
Yokum ben orada!
Harbi sen ne arıyorsun orada?
Ben buradayım,
Kamburumun üzerinde başım,
Sikinin ucuna bir sezgi, ben, benden
Durma öyle uzakta.
Dedim ya, temas için ona,
Orada durma,
İn,
İn aşağıya
Oyun oynamak,
Kendi zihnimde
Senin ğögsünde, şapsalca.
Başka bir düşünceyi alabiliyor mu zihnin?
Benimkisi bomboş, 
Oyunlar mahrumsa gerçeklikten.
Mazuratım var.
Evet,
İn aşağıya,
Bak bu da, gerçeği hayal ürününden ayırmakla
Hayal ürünü bir çizgiyle
Oyun oynamaktır.
Oynayalım.
Ama in aşağı.
Ben buradayım,
Hayır mı? 
Neden?
Peki öyle olsun.
Ama bir temmennim var.
Eğer benim de bir parçamı almayı kabul edersen
Çizsem mesela dilimle bir çizgi
Kasıklarının arasına
Mutlu olurum.
İn aşağıya.
Ya da inme.
Oyun oynamak.
Senin bedenlerinde.
Kendi zihnimlerimde.

Hiç yorum yok: