25 Mart 2016 Cuma

Yorgun

-Ne dersin, bahar tatilinde Datça'ya gidelim mi?
-Bilmiyorum, soğuk olmaz mı?
-Soğuk olsa n'olur ki, hazırlıklı gideriz. Çok uzun zamandır merak ediyorum Datça'yı.
-Ben kendimi çok yorgun hissediyorum. Aklımda dinlenmek vardı. Zaten çok yoruluyorum, yoruluyoruz.
-Sen hep çok yorgunsun.
-Evet, işte bu yüzden dinlenmek istiyorum.
-Kastettiğim bu değildi.
-Ne diyeceğim...
-Dur, önce bunu konuşalım.
-Tamam.
-Kafanı kaldır şu telefondan, öyle konuşacağız.
-Tamam, bak, attım kenara telefonu, dinliyorum.
-Artık olmuyor mu?
-Ne olmuyor mu?
-Benimle plan yapamıyor musun?
-Gerzekleşme.
-Ben ciddiyim, omuz silkme bana.
-Ben de ciddiyim. Yorgunum sadece, bunu en iyi sen biliyorsun.
-Tamam da çok uzun süredir böylesin.
-Biliyorum.
-Yaptığımız planları da ertelemeye çalışıyorsun.
-Mesela?
-Hafta sonu tek başıma gittim Meydan'a, son anda ektin beni.
-Tamam da makale yetişmedi, biliyorsun. N'apmamı bekliyordun?
-Gelmeni, gerekiyorsa geç teslim etmeni. Hem o makale niye geç kaldı? Diğer ıvır zıvırları ertelediğin için. Bu yüzden makaleyi de yetiştiremedin. Bu ilk değil.
-Bak, hiçbir şey yapasım gelmiyor. Benim boşluğa ihtiyacım var...
-Ne demek bu?
-Dur, dur, kelimelerin gazabına uğradım. Senden bahsetmiyorum.
-Kimden, neyden bahsediyorsun o zaman?
-Sadece artık doygunluğa ulaştığımı hissediyorum. Daha fazla hareket etmek değil, dinlenmek istiyorum. Çoğu zaman...
-Ama...
-Dur, sözümü bitireyim önce. Çoğu zaman, ıskalıyormuş gibi hissediyorum. Yani, şöyle ki, çevremde bir şeyler gerçekleşiyor ama ben bunlara yetişemiyorum.
-Herkes yaşıyor bunu. Ama bu...
-Tamam da ben, bunu ilk defa bu kadar yoğun hissediyorum.
-Anlıyorum. Belki yeni bir şeyler denemelisin. Bak şey de yaşamıştı bunları. Gezip dinlen, plan yap mese...
-Anlatamıyorum galiba. Artık diğerleri gibi plan yapamıyorum. Çok güçsüz hissediyorum. İnsanlar en ufak bir boşluğa dayanamıyor. Hemen doldurmaya çalışıyorlar. Tatilde ne yapalım, haftasonu ne yapalım, yazın ne yapalım, akşam ne yapalım... Sanki biraz boş kalsa delirecek. Sen de bunlara uyuyorsun. Ben ise boşluk istiyorum biraz. Daha fazlasını değil.
-O zaman sorumluluklarını azalt. Gerçekten dinlen. Dersleri ve işi beraber götüren ben değilim.
-Bu sefer de her şeyden kopacakmış gibi hissediyorum. Yani, dedim ya, bir şeyler oluyor da yetişemiyorum diye. Şöyle düşün. Çok güçlü bir rüzgar var. Neredeyse her şey havalanıyor, uçuyor. Ben ise işte bu ıvır zıvırlara tutunuyorum.. Bir kez bıraksam, sanki her şeyi yitireceğim.
-Ne zamandır böyle hissediyorsun?
-Bir fikrim yok ama sanki ezelden beri böyle hissediyorum.
-Ya ne zaman anlatacaktın bunları bana?
-Bilmiyorum. Diyorum ya, sanki her şey yük gibi geliyor. En ufak sohbet bile...
-Pekiyi...
-Pekiyi ne?
-Bilmiyorum. Ne bana hissettiklerini anlatıyorsun, ne de benimle plan yapıyorsun.
-Yapamıyorum diyorum ya.
-Tamam da, bir plan asla bir plan değil ki.
-Yani?
-Yani eğer biriyle birlikte plan yapabiliyorsan, gelecekte onunla olmak istiyorsun, hatta olmak istediğini biliyorsundur. Ama yapamıyorsan, bilemiyorum... Bana öyle bakma. O zaman ben de sana kendi fikrimi söyleyeyim. Sahip olduklarını muhafaza etmeye çalışıyorsun, sahip olduklarından şikayetçi olsan bile. Bırak o zaman, bırakalım.
-Bunun için güçsüzüm...
-Dur tahmin edeyim, dinlenmen lazım.
-Götlük etme!
-Götlük eden sensin. Bencil göt!

Hiç yorum yok: